benim ismim oor Frans

benim ismim

Vertalings in die woordeboek Turks - Frans

je m'appelle

Phrase

Benimle uzun süredir konuşuyorsun ve benim ismimi bilmiyor musun?
Tu parles avec moi depuis si longtemps et tu ne sais pas comment je m'appelle ?!

voorbeelde

Bir arıya benim ismimi verdin.
Vous avez donné mon nom à une abeille.

Benim ismim de isimsiz olarak kalsın.
Faites-en autant avec mon nom.

Gelecek nesiller sizin veya benim ismimi hatırlayacaklar.
La postérité choisira entre votre nom et le mien.

Benim ismimi ele al mesela:
Prenez mon nom, par exemple:

Zarfın üstünde benim ismim vardı, ve senin ki.
Mon nom était sur l'enveloppe, et la tienne aussi.

Benim ismim Lucy.
Je m'appelle Lucy.

Arkadaşıma, Kızıl Tugaylar'ın neden benimle konuşmaya karar verdiklerini sorduğumda, grubun hanım üyelerinin benim ismimin konmasını istediklerini söyledi.
Quand j'ai demandé à mon ami pourquoi les Brigades Rouges voulaient me parler, il m'a dit que les femmes de l'organisation avaient cité mon nom.

İsa, şakirtlerine “benim ismimle Babanın göndereceği . . . . mukaddes ruh”un bir “Tesellici [yardımcı]” olarak hizmet edeceğini söylemişti.
Selon ce que Jésus avait promis à ses disciples, ‘l’esprit saint, que le Père enverrait en son nom’, serait un “assistant”.

Benim ismimi yanağına yazdırmak istiyor.
Elle veut mon nom sur sa fesse.

Çünkü onlar benim ismimle size yalancı peygamberlik ediyorlar . . . . RAB diyor.”—Yeremya 29:8, 9.
Car “ c’est dans le mensonge qu’ils vous prophétisent en mon nom (...) ”, c’est là ce que déclare Jéhovah. ’ ” — Jérémie 29:8, 9.

Hey, birisi benim ismimi mi söyledi?
Hé, est-ce que quelqu'un a dit mon nom?

Benim ismim o saydıklarının arasında hiç yer almıyor, değil mi?
Mon nom n'est jamais évoqué, si?

"""Ya siz benim ismimi nereden biliyorsunuz?"""
» « Et comment savez-vous mon nom ?

Benim ismim...
Je m'appelle...

Benim ismim listenin en sonunda bulunuyordu.
Mon nom est inscrit en dernier.

Benim ismim de ağaç.
Et moi arbres.

Benim ismim mi?
Mon nom?

Ona benim ismimi vermek istedi, Lucky.
Elle voulait l'appeler Lucky, à cause de moi.

Bu kartta benim ismim ve telefon numaram var.
Sur cette carte, il y a mon nom et mon numéro de téléphone.

Siz benim ismimi nereden biliyorsunuz?
Comment savez-vous mon nom?

Ve vaki olacak ki, benim ismimle söyliyeceği sözlerimi dinlemiyecek olan adamdan ben arıyacağım.”—Tesniye 18:18, 19.
Et il arrivera à coup sûr que l’homme qui n’écoutera pas mes paroles, celles qu’il dira en mon nom, je lui en demanderai compte moi- même. ” — Deutéronome 18:18, 19.

Bu benim ismim.
C'est mon nom, là.

İsa’nın şöyle dediği gibi: “Babadan her ne dileyecek olursanız benim ismimle onu size verecektir.”—Yuh. 16:23.
Jésus a dit: “Si vous demandez quelque chose au Père, il vous le donnera en mon nom.” — Jean 16:23.

O benim ismime ev yapacaktır, ve kırallığının tahtını ebediyen sabit kılacağım” dedi. (II.
C’est lui qui bâtira une maison pour mon nom, et, à coup sûr, j’établirai solidement le trône de son royaume, pour des temps indéfinis.”

Benim ismim Bones değil.
Je ne m'appelle pas Bones.