vakit geçirmek oor Russies

vakit geçirmek

Vertalings in die woordeboek Turks - Russies

терять время

[ теря́ть вре́мя ]

werkwoord

тусоваться

[ тусова́ться ]

werkwoord

voorbeelde

İyi vakit geçirmek.
Хорошо вместе проводим время.

İyi vakit geçirmek istemiyor musun?
Эй, не хочешь развлечься?

Ve kızınla vakit geçirmek istemen de çok hoş.
И это... это замечательно, что хочешь провести время со своей дочкой.

Sadece biraz vakit geçirmekle bile Rick'i ne kadar sevdiğini anlayabilirdiniz.
Побыв рядом с ним, я увидел, насколько он любил Рика.

Biraz yalnız vakit geçirmek istiyorum.
Я хочу побыть немного одна.

Bu, boşuna vakit geçirmek olurdu; büyük işlerde hayli ilerlemiş olan Marquis’ün ise kaybedilecek zamanı yoktu.
Это было бы пустой тратой времени, а маркиз играл достаточно видную роль в серьезных делах, чтобы терять время попусту.

Sadece evden dışarı çıkmak ve babamla vakit geçirmek istiyordum
Я просто хотела выбраться из дома и провести время со своим отцом

İyi vakit geçirmek istiyorsa, tereddüt etmeyecektir.
Если он захочет поразвлечься, то его ничего не остановит.

Sadece onlarla vakit geçirmekten hoşlanmıyorum
Только я не люблю с ними тусить

Eğer ki biriyle daha fazla vakit geçirmek istiyorsam...
если я хочу больше находиться с ним,

— Yani bu, gevezelik etmek, laf ebeliği yapmak, sözlerle, sözcüklerle oynamak... vakit geçirmektir!
– А то самое: болтать, острить, играть словами и понятиями... проводить хорошо время!

Seninle yemeğe çıkmak veya vakit geçirmek istemiyorum.
Я здесь не для ужина с вами, да и времени нет.

Kadınlar sevgilileriyle vakit geçirmek ister.
Женщины обычно хотят, проводить время с тем, с кем встречаются.

Kumar oynar, kadınlarla vakit geçirmekten hoşlanır.
Играет, любит женщин.

Seninle iyi bir vakit geçirmek istiyorum.
Я хочу побыть с тобой.

Sizinle vakit geçirmek benim için her zaman zevktir Bayan Breeland.
Приятно проводить время с вами, как всегда, мисс Бриланд.

Üçlemeci'yle sabahın köründe vakit geçirmek ölüm gibiymiş.
Парень, ранним утром с Троицей можно быть убийцей.

Hoşça vakit geçirmek.
Отдыха.

Birlikte vakit geçirmek istediğim kişiyle.
С тем, с кем бы я мог хотеть быть.

Eminim o günlerde benimle vakit geçirmek o kadar da zevkli değildi ama anlayış göstermeleri çok güzeldi.”
Конечно, я не всегда был приятным собеседником, но я очень ценю их сочувствие».

Her yaştan iman kardeşlerimizle beraber vakit geçirmek mi?
Общение с соверующими разного возраста?

Gerçek şu ki, bu kızla burada biraz vakit geçirmek istedim.
Если честно, я хотела провести время с твоей девушкой.

Seninle vakit geçirmek istiyorum ama bu şekilde değil.
Я хочу узнать тебя, правда, но не таким образом.

Yalnızca vakit geçirmek veya bilgi sahibi olma meselesi değil.
Это не просто вопрос поиска времени или обладания знаниями.

Oğluyla vakit geçirmek istiyor.
Он хочет провести время с сыном.