gök
Definisie in die woordeboek Turks
gök
ɟœc
sinonieme
feza · gökyüzü · sema · uzay · yetişmemiş
grammatika
gök (definite accusative göğü, plural gökler) ;; declension of gök
possessive forms of gök
| singular (tekil) | plural (çoğul) | |
|---|---|---|
| nominative (yalın) | gök | gökler |
| definite accusative (belirtme) | göğü | gökleri |
| dative (yönelme) | göğe | göklere |
| locative (bulunma) | gökte | göklerde |
| ablative (ayrılma) | gökten | göklerden |
| genitive (tamlayan) | göğün | göklerin |
| benim (my) | singular (tekil) | plural (çoğul) |
|---|---|---|
| nominative (yalın) | göğüm | göklerim |
| definite accusative (belirtme) | göğümü | göklerimi |
| dative (yönelme) | göğüme | göklerime |
| locative (bulunma) | göğümde | göklerimde |
| ablative (çıkma) | göğümden | göklerimden |
| genitive (tamlayan) | göğümün | göklerimin |
| senin (your) | singular (tekil) | plural (çoğul) |
| nominative (yalın) | göğün | göklerin |
| definite accusative (belirtme) | göğünü | göklerini |
| dative (yönelme) | göğüne | göklerine |
| locative (bulunma) | göğünde | göklerinde |
| ablative (çıkma) | göğünden | göklerinden |
| genitive (tamlayan) | göğünün | göklerinin |
| onun (her/his/its) | singular (tekil) | plural (çoğul) |
| nominative (yalın) | göğü | gökleri |
| definite accusative (belirtme) | göğünü | göklerini |
| dative (yönelme) | göğüne | göklerine |
| locative (bulunma) | göğünde | göklerinde |
| ablative (çıkma) | göğünden | göklerinden |
| genitive (tamlayan) | göğünün | göklerinin |
| bizim (our) | singular (tekil) | plural (çoğul) |
| nominative (yalın) | göğümüz | göklerimiz |
| definite accusative (belirtme) | göğümüzü | göklerimizi |
| dative (yönelme) | göğümüze | göklerimize |
| locative (bulunma) | göğümüzde | göklerimizde |
| ablative (çıkma) | göğümüzden | göklerimizden |
| genitive (tamlayan) | göğümüzün | göklerimizin |
| sizin (your) | singular (tekil) | plural (çoğul) |
| nominative (yalın) | göğünüz | gökleriniz |
| definite accusative (belirtme) | göğünüzü | göklerinizi |
| dative (yönelme) | göğünüze | göklerinize |
| locative (bulunma) | göğünüzde | göklerinizde |
| ablative (çıkma) | göğünüzden | göklerinizden |
| genitive (tamlayan) | göğünüzün | göklerinizin |
| onların (their) | singular (tekil) | plural (çoğul) |
| nominative (yalın) | gökleri | gökleri |
| definite accusative (belirtme) | göklerini | göklerini |
| dative (yönelme) | göklerine | göklerine |
| locative (bulunma) | göklerinde | göklerinde |
| ablative (çıkma) | göklerinden | göklerinden |
| genitive (tamlayan) | göklerinin | göklerinin |
Gök
GÖK
Prenteboek
voorbeelde
Advanced filtering
Göklerdeki yüce Tanrım.OpenSubtitles2018.v3 OpenSubtitles2018.v3
Yıldızlı gök, akıl almaz bu toprak üzerinde uçsuz bucaksız görünüyordu.Literature Literature
Venedik göğü kadar mavidir.OpenSubtitles2018.v3 OpenSubtitles2018.v3
İncil yazarları, İsa’nın yeryüzüne gelmeden önce gökte yaşadığını biliyorlardı.jw2019 jw2019
Gökteki Krallık insan kaynaklı tüm yönetimleri parçalayacak ve yeryüzünün tek hükümeti olacak.jw2019 jw2019
Bizi göklere çıkarıyorlar, değil mi?OpenSubtitles2018.v3 OpenSubtitles2018.v3
Yeryüzündeyken ‘göklerin krallığı yaklaştı’ diyerek vaaz ediyordu ve öğrencilerini aynısını yapmaya gönderdi (Vahiy 3:14; Matta 4:17; 10:7).jw2019 jw2019
Temiz beyaz çocuklar, büyük olanları bile gök gürültüsünden korkuyorlardı.Literature Literature
MS 33 yılının Pentekost gününden sonra, yeni öğrenciler gökteki Babalarıyla nasıl bir ilişkiye sahip oldular?jw2019 jw2019
Bildiğimiz Güneş, Ay ve yıldızlardan (tüm gök nesnelerinden) çok uzakta yaşar.WikiMatrix WikiMatrix
Nakâmil hiçbir insan göğe çıkıp her şeyi öğrenmiş olarak dönmemiştir; ne de hiçbir insan rüzgârı, denizi veya yeryüzünü şekillendiren jeolojik kuvvetleri kontrol altında tutabilmiştir.jw2019 jw2019
"""Kentler göklerde yıldızlar gibi dönmez."""Literature Literature
Kutsal Kitap Üzerine Bir Sohbet: Tüm İyi İnsanlar Göğe mi Gidiyor?jw2019 jw2019
Timoteos 6:9). İsa öğrencilerinin bu ‘tuzaktan’ kaçınmasına yardımcı olmak için Gökteki Babalarının onların bütün bu ihtiyaçlarını bildiğini hatırlattı.jw2019 jw2019
Ama gökte bir tanecik bulut bile yok.OpenSubtitles2018.v3 OpenSubtitles2018.v3
Günahkâr kişilerin tövbe etmesiyle gökte sevinç yaşanırken onlar için tam tersi oldu.jw2019 jw2019
19 Yehova, insanların çektiği tüm acıların tek çaresinin gökteki Krallık yönetimi olduğunu, sonun bu vaktinde hizmetçilerinin tüm yeryüzünde ilan etmelerini Oğlu aracılığıyla emretti.jw2019 jw2019
Şu anki ‘gökleri’ insanların kurduğu yönetimler oluşturuyor. “Yeni gökler” ise İsa Mesih ve onunla birlikte gökte hüküm sürecek kişilerden oluşacak.jw2019 jw2019
Göklerde gördükleri bir güç kaynağını yansıtıyorlar.OpenSubtitles2018.v3 OpenSubtitles2018.v3
Bu sabah Pearl Harbor'daki sessizlik gök gürültüsüyle bozuldu.OpenSubtitles2018.v3 OpenSubtitles2018.v3
(b) O zaman vefasız yaratıkları gökten neden atıldılar ve yerimiz için bu olay hangi sonucu doğurdu?jw2019 jw2019
Her toprağın kendi göğü vardı, olması gereken de buydu .Literature Literature
Şeytan’ın gökten atılmasının etkilerini görebiliriz (Vahiy 12:9).jw2019 jw2019
Bu nedenle “kendi irademi değil, fakat beni gönderenin iradesini yapmak için gökten indim” dedi.jw2019 jw2019
8 “Milletlerin Zamanları”nın sonu olan 1914 yılında Mesihi Krallık gökte doğduğu zaman, Yehova Tanrı’ya ait olan gökler ülkesinde bir savaş yapıldı.jw2019 jw2019
208 sinne gevind in 3 ms. Hulle kom uit baie bronne en word nie nagegaan nie.