convoitise oor Turks

convoitise

/kɔ̃.vwa.tiz/ naamwoord vroulike

Vertalings in die woordeboek Frans - Turks

açgözlülük

Quelles formes peut revêtir la convoitise ?
Açgözlülük kendini nasıl gösterebilir?

voorbeelde

Une personne pleine de convoitise laisse l’objet de son désir dominer ses pensées et ses actions à un point tel qu’il devient en réalité son dieu.
Böyle birinin sahip olmak istediği şey, düşünce tarzına ve davranışlarına öylesine hâkim olur ki adeta onun tanrısı haline gelir.

Et par chance le manque de fortune de Lydia l' empêche d' être un objet de convoitise
Neyse ki Lydia servet avcılarının avı olmayacak kadar fakir

“ Le paresseux, dit Salomon, se montre rempli de convoitise, mais son âme n’a rien.
Süleyman “tembel adamın canı çeker, ve bir şey yoktur; fakat çalışkanların canı semiz olur” der.

Note que la convoitise est associée à l’idolâtrie.
Bu ayette açgözlülük ile putperestlik arasında bağlantı kurulduğuna dikkat edin.

(...) Puis il dit: ‘Ce qui sort de l’homme, voilà ce qui souille l’homme; car c’est de l’intérieur, du cœur des hommes, que sortent les raisonnements mauvais: fornications vols, meurtres, adultères, convoitises, actes de méchanceté, fourberie, inconduite, et œil envieux, blasphème, arrogance, déraison.
Ve dedi: İnsandan çıkan şeydir ki, insanı kirletir. Çünkü içten, insanın yüreğinden, kötü düşünceler, fuhuşlar, hırsızlıklar, katiller, zinalar, tamahlar, kötülükler, hile, şehvet, kemgözlük, küfür, gurur ve akılsızlık çıkar.

Le disciple Jacques explique qu’un désir mauvais, “ quand il a été fécondé, donne naissance au péché ”. (Jacques 1:15.) Selon ce qu’a dit Jésus, nous devrions ‘ ouvrir l’œil ’, non pas dans le but de détecter des travers chez nos semblables, mais pour nous analyser et discerner sur quoi notre cœur est fixé, de façon à ‘ nous garder de toute espèce de convoitise ’.
Öğrenci Yakub da yanlış arzunun ‘gebe kaldığında günah doğurduğunu’ açıkladı (Yakub 1:15). İsa’nın uyardığı gibi ‘dikkatli olmalıyız.’ Fakat bunu yaparken amacımız açgözlü olup olmadıklarına karar vermek için başkalarını değil, ne arzuladığımızı görmek ve ‘her türlü açgözlülükten sakınmak’ için kendimizi yoklamak olmalı.

4 Les vrais chrétiens luttent afin de ‘faire mourir les membres de leur corps pour ce qui est de la fornication, de l’impureté, de l’appétit sexuel, du désir mauvais et de la convoitise’; en outre, ils font des efforts pour ôter tout vieux vêtement qui contiendrait des fils de colère, de courroux, de malice, de propos outrageants et de paroles obscènes (Colossiens 3:5-11).
4 İsa’nın hakiki takipçileri, ‘azalarındaki zinayı, pisliği, ihtirası, kötü arzuyu ve tamahkârlığı öldürmeye’ ve gazap, hiddet, fenalık, iftira ve edepsizce sözlerle dokunmuş eski giysiyi üzerlerinden çıkarıp atmaya çalışırlar.

Mettant en garde contre la convoitise, Jésus Christ a déclaré : “ Même lorsque quelqu’un est dans l’abondance, sa vie ne provient pas des choses qu’il possède.
İsa Mesih açgözlülüğe karşı uyarırken şunları söyledi: “İnsanın hayatı kendisinde olan şeylerin çokluğunda değildir.”

L’apôtre Paul a mentionné “ la convoitise, laquelle est idolâtrie ”.
(Matta 6:24) Resul Pavlus, ‘putperestlik olan tamahkârlıktan’ söz etti.

La lettre adressée aux chrétiens de Colosses vient ainsi confirmer cette idée : “ Faites donc mourir les membres de votre corps qui sont sur la terre, pour ce qui est [...] des envies nuisibles et de la convoitise, laquelle est idolâtrie.
Bu gerçek, Pavlus’un Kolose’deki İsa’nın takipçilerine söylediği şu sözlerle desteklenir: “İmdi yeryüzündeki azanızı, . . . . kötü arzuyu ve putperestlik olan tamakârlığı öldürün.”

En conséquence, la Gaule faisait l’objet de la convoitise des tribus installées dans ses frontières.
Sonuç olarak Galya, sınırları içinde yerleşmiş kabilelerden biri tarafından koparılmayı bekleyen olgun bir meyve gibiydi.

« Gardez- vous de toute espèce de convoitise », dit la Bible (Luc 12:15).
Kutsal Kitap şöyle der: “Her türlü açgözlülükten sakının” (Luka 12:15).

Au Ier siècle, les “débauches”, au cours desquelles les païens pratiquaient ouvertement “l’inconduite, les convoitises, les excès de vin, les orgies, les soûleries, et les idolâtries illicites”, étaient courantes.
(Galatyalılar 5:21) Birinci yüzyılda, putperestlerin ‛dizginsiz davranışlar, şehvetler, sarhoşluklar, maskaralıklar, içki âlemleri ve meşru olmayan putperestliklerde bulunduğu’ çılgınca partiler olağandı.

Le minéral de Borrowdale, pur et d’extraction facile, excite la convoitise des voleurs et des trafiquants.
Borrowdale’de elde edilen kara kurşun saf bir madde olduğundan ve kolay çıkarılabildiğinden hırsızların ve karaborsacıların hedefi haline geldi.

Moïse venait de répéter ce qu’on appelle communément les Dix Commandements, lesquels interdisent notamment le meurtre, l’adultère, le vol, le faux témoignage et la convoitise.
Musa bundan hemen önce öldürmemek, zina etmemek, çalmamak, yalancı şahitlik etmemek ve tamah etmemekle ilgili kanunları da içeren, genelde On Emir olarak adlandırılan emirleri yinelemişti.

14 Aujourd’hui encore, il nous faut veiller à ne pas céder à l’égoïsme ni à la convoitise.
14 Bencillik ve açgözlülüğe karşı uyanık olma gereği günlerimizde de eksilmemiştir.

« Gardez- vous de toute espèce de convoitise, parce que, même lorsque quelqu’un est dans l’abondance, sa vie ne provient pas des choses qu’il possède » (LUC 12:15).
“Her türlü açgözlülükten sakının. Çünkü bir insanın çok malı mülkü olsa bile, hayatı bunlara bağlı değildir” (LUKA 12:15).

Il nous ordonne de ne pas désirer envieusement ce que nous n’avons pas : “ Ouvrez l’œil et gardez- vous de toute espèce de convoitise, parce que, même lorsque quelqu’un est dans l’abondance, sa vie ne provient pas des choses qu’il possède.
Bize sahip olmadığımız bir şeyi ısrarla istemekten sakınmamızı söyledi: “İyi bakın, ve kendinizi her türlü tamakârlıktan sakının; çünkü insanın hayatı kendisinde olan şeylerin çokluğunda değildir.”

b) Que pense Dieu de la convoitise ?
(b) Açgözlülük hakkında Tanrı ne düşünür?

Confirmant qu’il s’agit de désirs malsains, d’autres traductions utilisent les expressions “ désirs mauvais ” (Parole de Vie) ou “ convoitises charnelles ” (Traduction Œcuménique de la Bible).
Açıkça gördüğümüz gibi, Yehova’nın amacıyla çelişen ve Tanrı’yla ilişkimize zarar verebilecek her insani arzu denetim altında tutulmalıdır.

L’apôtre l’explique en parlant d’inconduite, de convoitises, d’excès de vin, d’orgies, de soûleries et d’idolâtries illicites. — 1 Pierre 4:3, 4.
Resul, özellikle, ahlak serbestliğinden, şehvetten, şarapla sarhoşluktan, maskaralıktan, içki alemlerinden ve caiz olmayan putperestliklerden söz eder.—I. Petrus 4:3, 4.

“ Faites donc mourir les membres de votre corps qui sont sur la terre, pour ce qui est de la fornication, de l’impureté, des désirs sexuels, des envies nuisibles et de la convoitise. ” — Colossiens 3:5.
“Uzuvlarınızda görülen eğilimleri; cinsel ahlaksızlığı, pisliği, cinsel tutkuyu, zararlı arzuları ve . . . . açgözlülüğü öldürün” (Koloseliler 3:5).

De quelle façon le dixième commandement relatif à la convoitise surpasse- t- il les lois humaines ?
Açgözlülük konusundaki onuncu emir, insanların yaptığı kanunlardan nasıl daha üstündür?

Par contre, l’“œil méchant” est sournois, rusé, plein de convoitise et attiré par les choses louches et obscures.
Karşıt olarak ‘kötü bir göz’ ise, kaypak, kurnaz, ihtiraslı, şüpheli karanlık işlere karşı eğilimlidir.

LA PAROLE DE DIEU DIT : « Faites donc mourir les membres de votre corps [...] pour ce qui est de la fornication, de l’impureté, des désirs sexuels, des envies nuisibles et de la convoitise, laquelle est idolâtrie » (Colossiens 3:5).
KUTSAL KİTABIN GÖRÜŞÜ: “Uzuvlarınızda görülen eğilimleri; cinsel ahlaksızlığı, pisliği, cinsel tutkuyu, zararlı arzuları ve putperestlikle bir olan açgözlülüğü öldürün” (Koloseliler 3:5).