biber oor Afrikaans

biber

naamwoord

Vertalings in die woordeboek Turks - Afrikaans

groenrissie

peper

naamwoord

Tuz, biber, zeytin yağı ve limon suyuyla hazırladığınız sosla karıştırarak servis yapın.
Voeg sout en peper by en bedien met ’n slaaisous van olyfolie en suurlemoensap.

Soortgelyke frases

Dolma biber
Soetrissie

voorbeelde

Sokaklara yüzlerce tezgâh dizilmiş ve satıcılar mallarının başında duruyorlar: küme halinde kırmızı ve yeşil biberler, sepet sepet domatesler, yığın yığın bamyalar; bunların yanında radyolar, şemsiyeler, sabunlar, peruklar, kap kacak ve bir yığın ikinci el ayakkabı ve giysi.
Daar is honderde stalletjies en smouse al langs die strate met hulle goedere: hopies rooi en groen brandrissies, mandjies vol ryp tamaties, hope okra, asook radio’s, sambrele, koekies seep, pruike, kookgereedskap en tweedehandse skoene en klere.

Acı kırmızı toz biberde bol miktarda C vitamini vardır.
Brandrissiepoeier is baie ryk aan vitamien C.

Ayrıca, dört yemek kaşığı zeytinyağı, birkaç diş ezilmiş sarmısak, bir demet hoş koku ve lezzet veren karışık bitki, bir portakalın suyu, rendelenmiş portakal kabuğu, bir tutam kırmızı toz biber, bir tutam tuz ve 140 ml kırmızı şaraba ihtiyacınız olacak.
Jy sal ook 60 milliliter olyfolie; ’n hele paar fyngedrukte knoffelhuisies; een kruiesakkie; die sap van een lemoen; ’n bietjie gerasperde lemoenskil; ’n knippie rooipeper; ’n knippie sout en 140 milliliter rooi wyn nodig hê.

Sonra da tuz ve biber kattığınız una, ardından yumurtaya bulayın.
Bedek dit dan met meel waarin sout en peper gemeng is, en doop dit in eierbeslag.

'Ben bir Düşesi olduğumda,'dedi, ( olmasa da çok umutlu bir tonu ), kendi kendine dedi ki, ́Ben AT ALL benim mutfakta bir biber olmayacaktır.
" Wanneer ek ́n Hertogin, " het sy vir haarself gesê, ( nie in ́ n baie hoopvol toon al ), " Ek sal nie enige peper in my kombuis.

Şunları yemeyin: Et suyu da dahil olmak üzere hiçbir şekilde et; herhangi bir çeşit meyve; mandıra ürünleri. . . ; yumurta sarısı; sirke veya diğer asit çeşitleri; herhangi bir tür .... biber; acı baharatlar; çikolata; kavrulmuş fındık fıstık; alkollü içecekler, özellikle şarap; meşrubatlar. . . ; katkı maddeleri, koruyucular ve kimyasal maddeler ve özellikle monosodyum glutamate içeren gıdalar.”—New Hope for the Arthritic, 1976.
Vermy: Enige vorm van vleis, waaronder ook sop; enige soort vrugte; suiwelprodukte . . . ; eiergele; asyn of enige ander suur; enige soort . . . peper; sterk kruie; sjokolade; drooggeroosterde neute; sterk drank, veral wyn; koeldranke . . . ; alle bymiddels, preserveermiddels, chemikalieë, veral mononatriumglutamaat.”—New Hope for the Arthritic, 1976.

Çorba olmadan çok iyi yapıyor - Belki de her zaman insanlar yapar biber sıcak temperli, ́diye, yeni bir tür kural tespit sahip çok memnun etti
Sop doen baie goed sonder - Miskien is dit altyd peper wat mense warm maak getemper, " het sy het, baie bly dat ́n nuwe soort van reël,

Ayrıca baharat sevenler için masaya acı kırmızı biber sosu dolu küçük bir kavanoz getirildi.
Daar is ook ’n botteltjie met branderige rooirissiesous vir diegene wat van sterk kos hou.

Ağrıların kontrolünde acı kırmızı biberden elde edilen kapsaisin içeren bir kremle ümit verici sonuçların elde edilmiş olması ilginçtir.
Vreemd genoeg, heelwat belowende resultate is verkry om die pyn te beheer met ’n salf wat kapsikum bevat, wat van rissies afkomstig is en gebruik word om rissiepoeier van te maak.

'Kesinlikle bu çorba çok fazla biber var!'
" Daar's seker te veel peper in die sop! "

Ne Hindistan cevizi ne tereyağı ne biber var, çok kötü.
Ek het geen koljander, geen botter, geen swartpeper, dis vreeslik!

Stres ölüm sebebi de olabilir, hayatın tuzu biberi de.
Stres kan die dood veroorsaak of dit kan die lewe interessanter maak.

Rengârenk biberler
Kleurvolle soetrissies

Baharat ticaretinin kontrolünü Hollandalılar ele geçirdiğinde, Britanya’ya satış yaparken, yarım kiloluk biberin fiyatını beş şilin artırdılar.
Toe die Hollanders die speseryhandel beheer het, het hulle die prys van peper met vyf sjielings per pond verhoog wanneer hulle dit aan Brittanje verkoop het.

Küçük resimler (yukarıdan aşağıya): Alpinia, biber, ananas, kakao ve kahve
Inlasfoto’s (van bo): alpinia, peper, pynappel, kakao en koffie

Polis, düzeni sağlamak için göz yaşartıcı gaz, lastik mermi ve biber gazı kullandı.
Die polisie het traangas, rubberkoeëls en pepersproei gebruik om die orde te herstel.

Geneleksel olarak la raclette haşlanmış patates, turşu, küçük beyaz soğanlar, biber ve başka baharatlarla yenir. Ve tabii ki, yanında Valais bölgesinden bir bardak beyaz şarap.
La raclette word tradisioneel voorgesit met gekookte aartappels, suurtjies, wit uitjies, peper en ander speserye, en, natuurlik, ’n glas wit wyn uit Valais.

'Biber, çoğunlukla ́ dedi pişirin.
" Pepper, meestal, " sê die kok.

Tuz, biber, zeytin yağı ve limon suyuyla hazırladığınız sosla karıştırarak servis yapın.
Voeg sout en peper by en bedien met ’n slaaisous van olyfolie en suurlemoensap.

Kendimi hiç çalışmamış ettik - ismimi Biber, bu arada.
Ek het nog nooit gewerk myself - my naam se Pepper, op die pad.

Baharat seviyorsanız, biraz acı biber ekleyebilirsiniz.
Indien jy van sterk kos hou, kan jy ’n paar rissies byvoeg.

Dergide ayrıca şunlar yazıyor: “Araştırma ekibi bir sonraki araştırmada domates, avokado ve yeşil biber de dahil olmak üzere başka tarım ürünlerini de çürümeden muhafaza etti.
“Tydens verdere navorsing het die span ook ander produkte se raklewe verleng, wat tamaties, avokado’s en soetrissies ingesluit het”, het die tydskrif gesê.

Eti kabuktan kesilerek çıkarılır ve küçük küçük doğranan parçalar, kereviz, dolmalık yeşil biber, acı biber, soğan ve domatesle harmanlanır.
Die vleis word uit die skulp gesny en klein stukkies word saam met seldery, groen soetrissies, brandrissies, uie en tamaties gemeng.

Daha sonraları tüccarlar, biberin yanında, başka baharatların da peşine düştü—kakule, kişniş, rezene ve çemen otu bunlardan bazılarıdır.
Latere handelaars wou benewens peper ook ander speserye hê—kardemom, koljander, vinkel en fenegriek, om maar ’n paar te noem.

Ezilmiş sarmısağı, bitki karışımını portakal suyunu, kabuğunu ve kırmızı toz biberi ilave edin.
Voeg die fyngedrukte knoffel, kruiesakkie, lemoensap en -skil en die rooipeper by.