alıntı oor Frans

alıntı

Vertalings in die woordeboek Turks - Frans

citation

naamwoord vroulike

Kaynak belirtilmemişse, bir alıntı bir intihalden başka bir alıntı değildir.
Si la source n'est pas mentionnée, une citation n'est pas une citation mais du plagiat.

extrait

naamwoord manlike

Şimdi size aktaracağım alıntı, yazım süreci devam eden bir kitaptan.
Ce que je vais vous présenter maintenant est un extrait d'un livre en cours de rédaction.

emprunt

naamwoord

déménagement

naamwoord manlike

Soortgelyke frases

alıntı yapmak
citer

voorbeelde

Onu nereden aldın?
Où as-tu trouvé ça?

Bu telefonların neredeyse hepsi bölge ibadetiyle ilgili bilgiyi zaten almış kardeşlerden geliyor.
Or, la plupart du temps ils disposent de ces renseignements.

En azından, kıza izin ver de birkaç aspirin alsın.
Laissez au moins cette pauvre petite aller acheter de l'aspirine.

O altı yıl önceydi.
C'était il y a six ans.

Kraliçelere uygun olacaktı, öyleyse ölçümü al.
Bonnes pour une reine, alors prenez les mesures.

Arkaya da bir solaryum atayım diyordum ama şu an için ertelemeye aldım.
Je voulais faire un solarium, mais c'est un peu au point mort en ce moment.

İnatçılığını babandan almışsın.
Tu tiens ton entêtement de ton père

Sanki biri tüm hatıralarımı almış... ve onları blender'a koymuş.
C'est comme si quelqu'un avait pris tous mes souvenirs et les avait mis dans un mixeur.

Altı Hafta Sonra Barbar ailelerinin katliamı Roma standartlarından bile daha vahşiydi.
Le massacre des familles barbares fut sauvage, même selon les critères romains.

Aldım onu.
Je la tiens.

Saat altı seni öldürmez sanırım.
Ça ne va pas te tuer.

Altı yıl kadar ya da o civarda.
Environ six ans, dans ces eaux-là.

Bunların yarısını benden ödünç aldı zaten.
La moitié de ces trucs sont à moi.

Al şunu.
Reprenez ça.

Tabancanı al.
Ramasse ton arme.

Ye, Dua Et, Sev kitabını aldı ve babamın Mercedes'ini ateşe verirken kullandı.
Elle a acheté le livre Mange, Prie et Aime et l'a utilisé pour bruler la Mercedes de mon père.

İki yaşıma kadar sırtüstü emekledim ama altı yaşımdayken Kennedy'nin başkanlığı devralış konuşmasını ezberlemiştim.
J'ai rampé à l'envers jusqu'à 2 ans, mais je récitais les discours de Kennedy à 6 ans.

13 Çevre ibadetinde bir konuşma dinledikten sonra bir birader ve onun ikiz kız kardeşi, altı yıldır müşareket kesilmiş olan ve başka bir yerde yaşayan anneleriyle ilişkilerinde ayarlamalar yapmaları gerektiğini fark ettiler.
13 Après avoir écouté un discours lors d’une assemblée de circonscription, un frère et sa sœur ont compris qu’ils devaient limiter leurs relations avec leur mère exclue depuis six ans et qui n’habitait pas sous le même toit qu’eux.

Bu benim altın biletim.
Ceci est mon ticket gagnant

Khalid'in bu işle ilgisi olmasaydı, Al-Nurah bu kadar çabalamazdı.
Al-Nurah ne se battrait pas si durement si Khalid n'était pas impliqué.

Bu bıçağı alın ve onun burnunu uçurun.
Prends ce couteau et coupe-lui le nez.

Tam üstüne bastın Al.
Tu as mis le doigt dessus, Al.

En az altı saat daha efendim.
Au moins six heures.

Pozisyon aldılar
Ils sont prêts.- Allez- y

Bayanlar, torbalarınızı alın, peşime düşün.
Les filles, prenez votre sac et allez en arrière.