Sığın oor Armeens

Sığın

Vertalings in die woordeboek Turks - Armeens

Որմզդեղն

wikidata

Geskatte vertalings

Vertoon algoritmies gegenereerde vertalings

sığın

naamwoord

Vertalings in die woordeboek Turks - Armeens

որմզդեղն

naamwoord
Dbnary: Wiktionary as Linguistic Linked Open Data

Geskatte vertalings

Vertoon algoritmies gegenereerde vertalings

voorbeelde

Advanced filtering
Voorbeelde moet herlaai word.
Doğal afetler giderek daha sık yaşanıyor ve daha yıkıcı hale geliyor. Öyleyse bu felaketlerle nasıl başa çıkılabilir?
1977-ին նա նշանակվեց Եհովայի վկաների Կառավարիչ մարմնի անդամ։jw2019 jw2019
O, Santiago ile Ciudad Trujillo arasında bir otobüs hattı işletiyordu; dolayısıyla sık sık başkente gidiyordu.
Պե՞տք է ժողովի ընկերակցությունից զրկել, թե՝ ոչ.jw2019 jw2019
İnsanların koyduğu kanunların sık sık düzeltilmesi ve güncellenmesi gerekir, oysa Yehova’nın kanunları ve kuralları her zaman güvenilirdir.
Բարի լուրի թշնամիները քրիստոնյաներին բազում չարչարանքների ենթարկեցին, եւ առաքյալները ստիպված եղան ծանր պայքար մղել կառավարիչների առաջ՝ բարի լուրը պաշտպանելու եւ օրինականապես հաստատելու համար, որպեսզի կարողանան այն հնարավորինս ազատորեն տարածել (Փպ 1:7, 16; համեմատի՛ր Մկ 13:9–13; Գրծ 4:18–20; 5:27–29)։jw2019 jw2019
Yehova’nın İbrahim’in araştırıcı sorularını ve Habakkuk’un sıkıntı içindeki feryatlarını nasıl karşıladığını hatırlayın.
13 Այսպես Քրիստոսը բաժանված է+։jw2019 jw2019
Hacker’lar sık sık bu açıklardan yararlanarak bilgisayarlara kullanıcılarına fark ettirmeden kötü amaçlı yazılımlar (malware) yüklemeye çalışıyor.
Ո՞ւմ վրա ձայնդ բարձրացրիր+jw2019 jw2019
Zimbabvelilerin çoğu, Mukaddes Kitaba büyük saygı duyuyor ve Kutsal Yazılarla ilgili konularda sohbet ederken sık sık, çocuklarının da onlarla birlikte oturup dinlemesi için ısrar ediyorlar.
Թեեւ Մանկոկան Տոկոյի ընկերակիցներից էր, բայց համոզում էր մյուսներին, որ չզբաղվեն ոգեհարցությամբ, այլ ամուր կառչեն Աստվածաշնչին։jw2019 jw2019
James anlatmaya devam ediyor: “Şirketimizde öğle aralarında sık sık çok ilgi çekici sohbetler olur.
Դա մեկ այլ կարեւոր քայլ էր Ընկերության գրականությունը տարբեր երկրներում տպագրելու գործում։jw2019 jw2019
2 Çağdaş bir yazar hainliğin günümüzde en sık karşılaşılan kötülüklerden biri olduğunu yazdı.
Ոչ բոլոր երկրները ունեն օրենքներ, որոնք երաշխավորում են փոքրամասնությունների ազատությունները եւ հնարավորություն են տալիս նրանց պաշտպանվել պետական իշխանությունների հակառակությունից։jw2019 jw2019
Örneğin İsa’nın bazı takipçileri, işverenlerinin fazla mesai talebi nedeniyle ibadetleri sık sık kaçırıyor olabilir.
ԳԱՅԱՆԱjw2019 jw2019
3 Kutsal Kitap birbirimizi sık sık cesaretlendirmemiz gerektiğini söyler.
Նրանք ամեն ինչ հաշվարկել են եւ գիտեն, որ իրենք զրկվելու են ժողովի ընկերակցությունից։jw2019 jw2019
Ailemizdeki herkes imanları uğruna sıkı bir mücadele vermeye devam ediyor.
Ինչո՞ւ էր այդ տարեթիվը առանձնահատուկ համարվում։jw2019 jw2019
Ev ödevini yapabilmesi için sessiz bir ortam sağlayın ve çocuğunuzun sık sık ara vermesine izin verin.
Բայց ավելի ուշ նա եկավ այն եզրակացության, որ «առանց որեւէ աջակցության մատերիայի եւ էներգիայի ինքնուրույն կերպով կենդանի օրգանիզմների փոխակերպվելը բացարձակապես անհնարին երեւույթ է»։jw2019 jw2019
Ne dersiniz, sizce Tanrı duygusal açıdan sıkıntı çeken kişilerle ilgileniyor mu?
Ինչպիսի՞ անուն համապատասխան կլիներ նրանց՝ հաշվի առնելով այն գործը, որ նրանք կատարում էին։jw2019 jw2019
Babil’e sürgün edilen İsrailoğullarının arasında sadık kişiler de vardı. Onlar cezalandırılmayı hak edecek hiçbir şey yapmamış olsalar da halkın geri kalanıyla birlikte sıkıntı çektiler.
Ուրիշներն էլ թեեւ չէին ամուսնալուծվում, սակայն անհիմն պատճառներով անջատ էին ապրում իրենց կողակիցներից։jw2019 jw2019
Gözlemi şöyle: “Birinci yüzyılda sıkı tutulan ahlak standartları konusundaki daha sonra gelişen gevşeme, doğal olarak bu dinin dünyaya uymasına yol açtı.”
Նրանցից շատերը վկայություն տալու առիթ էին ունենում միայն հարցաքննությունների ժամանակ կամ դատարանում։jw2019 jw2019
1 Hizmetimiz sırasında dindar kişilerle sık sık karşılaşırız.
Նրա վրա ազդեցություն են թողնում մեր մտքերը։jw2019 jw2019
Ancak çantamızda, insanlara hakikati öğretirken sık sık kullandığımız ve hepimizin ustalıkla kullanmayı öğrenmesi gereken başka araçlar da var (Özd.
Սակայն այդ ժամանակվանից ի վեր Եհովայի վկաների թիվը հասել է միլիոնների, մինչդեռ երկնային կյանքի հույս ունեցողների թիվը, ընդհանուր առմամբ, շարունակել է նվազել։jw2019 jw2019
Bir Yehova’nın Şahidi olmadım ama onlarla Mukaddes Kitabı incelemeye başladım ve mümkün olduğunca sık ibadetlerine katılıyorum.”
Ձեր իրավունքը ճանաչված էjw2019 jw2019
Bunun üzerine İsa’nın birçok öğrencisi Yeruşalim’den kaçarak yaklaşık 550 kilometre kuzeydeki Antakya’ya sığındı. Antakya o sırada Roma İmparatorluğunun en büyük şehirlerinden biriydi (Elçiler 11:19).
Իմաստուն Սողոմոն թագավորը եւ կյանքի իմաստըjw2019 jw2019
Ancak çektikleri sıkıntı ve yoksulluğa rağmen manevi açıdan zengin ve mutluydular (Vahiy 2:8, 9).
Իսկ ի՞նչ է նշանակում արթուն լինել։jw2019 jw2019
Bir süre için çok sıkı güvenlik önlemleri alınmıştı.
«Փորձը եւ Տիրոջ օրհնությունը»,— նշեց տպարանի վերակացուն։jw2019 jw2019
Kusurluluğumuz Bize Sıkıntı Verebilir
Թեեւ ԱստվածաշունչուսումնասիրողներըՀիսուս Քրիստոսի մահը մեծ ու փոքր խմբերով նշում էին տարբեր վայրերում, սակայն եթե որեւէ մեկը ցանկանում էր միանալ Պիտսբուրգի եղբայրներին, նրան սիրով ընդունում էին։jw2019 jw2019
Onlar zengin Nabal’ın koyunlarını güden genç çobanlarla sık sık karşılaşırlardı.
1992-ին ավելի քան 21000 Վկաներ Քվեբեկ նահանգում առանց խոչընդոտների հավաքվում էին իրենց Թագավորության սրահներումjw2019 jw2019
Joel’in yaşamının ilk yıllarında doktoru bize sık sık “Onun çok sevgiye ihtiyacı var” derdi.
12 Մեղքողը շտապեց օգնել Դավթին, որպեսզի նա իջնի պատուհանից եւ կարողանա փախչել ու ազատվել+։jw2019 jw2019
Ester alçakgönüllülükle kralın merhametine sığındı
Այդ տարի Տիրոջ ընթրիքին ներկա եղավ 1834863 հոգի։jw2019 jw2019
201 sinne gevind in 3 ms. Hulle kom uit baie bronne en word nie nagegaan nie.