Nasılsın oor Portugees

nasılsın

Phrase

Vertalings in die woordeboek Turks - Portugees

como você está

Yeni işin nasıl gidiyor?
Como você está indo no seu novo emprego?

Como está

Tom Mary'ye o uzaktayken havanın nasıl olduğunu sordu.
Tom perguntou à Mary como esteve o clima enquanto ele esteve fora.

Como estás

Tom Mary'ye o uzaktayken havanın nasıl olduğunu sordu.
Tom perguntou à Mary como esteve o clima enquanto ele esteve fora.

como está · como estás · como vai você

Soortgelyke frases

bu sözcük nasıl söyleniyor
como você pronuncia esta palavra

nasıl giderim
como chego a

nasıl
como · o quanto · quanto

hava nasıl
como está o tempo

nasılsınız
Como está · Como estás

voorbeelde

Bu nedenle tecavüzün nasıl eğlenceli olabileceğini anlamıyorum.
Não sei como estupro pode ser engraçado.

Peki, uzun sürmez nasılsa lanet dosyanın sadece yarısını sıkıştırmış.
Não deveria demorar tanto, só comprimiu metade do arquivo.

Nasılsın dostum?
Como tá indo, cara?

Bayan Juarez, bebeğiniz nasıl öldü?
Sra. Juarez, como o seu bebê morreu?

13, 14. (a) Yehova makullüğünü nasıl gösterir?
13, 14. (a) Como Jeová mostra razoabilidade?

• Yaşlı iman kardeşlerimize nasıl samimi bir ilgi gösterebiliriz?
• Como podemos mostrar ternos sentimentos pelos companheiros de adoração idosos?

Nasılsın?
Como vai você?

Günün nasıl geçti?
Como é que foi o teu dia?

Annesinin bana nasıl davrandığını bilemezsin.
Não sabe como ela me trata.

Nasıl zaman geçireceğimizi buldum.
Tive uma ideia de como passar o tempo.

Bu kahrolası gürültüde uyumamı nasıl beklersin?
Como queres que eu durma com esta barulheira?

Çete nasıl oluştu peki?
Então como foi que formaram a gangue?

(7) Günümüz sorunlarıyla nasıl başa çıkılacağını gösterirler.
(7) Mostram como enfrentar os problemas atuais.

Babanın nasıl tepki vereceğini mi düşünüyordun?
No que pensou, em como seu pai ficava?

Bakalım nasıl olacak.
Vamos ver como rola, ta bom?

Okuduğumuz ayetlerin uygulamasını nasıl net şekilde yapabiliriz?
Como podemos fazer aplicação clara dos textos que lemos?

Satışın gerçekleşeceğinden nasıl haberin oldu?
Como é que soubeste que a venda acontece esta noite?

Travis, Frank'in burada olduğunu ve çeteyi sattığını öğrenirse nasıl tepki vereceğini merak ediyorum.
Como Travis reagiria se descobrisse que o Frank aqui enrolou a gangue.

Nasıl gidiyor?
Como estão indo aqui?

İyi, o zaman konuşmamız gerek bu konuyu nasıl ele alman gerektiği için.
Precisamos discutir o que você vai fazer.

Bunu yaparken hep sadece geçmişte yaptığı şeyleri teker teker saymayın, fakat daha çok bu meselede söz konusu olan prensipleri, bunların nasıl uygulanabileceğini ve bunlara uymanın sürekli mutluluk için neden bu kadar önemli olduğunu belirtin.
Não recite e repasse simplesmente atos passados, mas considere em vez disso os princípios envolvidos, como se aplicam e por que são tão importantes para a felicidade duradoura.

Bir adam nasıl senin gibi hayvan olur?
Como é que um homem se transforma assim num animal?

Nasılsın?
Estás boa?

Taşıyıcı sistemin bozulmasıyla birlikte okyanustaki nasıl yok olduğunu bize net bir şekilde gösteriyor.
Ela mostra que a vida nos oceanos foi completamente devastada pelo colapso do Cinturão.

(b) Yehova, daha sonra Hanna’yı nasıl destekledi?
(b) De que outras maneiras Jeová abençoou Ana?