ima oor Grieks

ima

/iː'ma/ naamwoord

Vertalings in die woordeboek Turks - Grieks

υπαινιγμός

naamwoordmanlike
Bu sözlerde evrim ima edilmiyor, yeni bir yaratma eylemi anlatılıyor.
Δεν γίνεται εδώ κανένας υπαινιγμός περί εξέλιξης, αλλά αντίθετα περιγράφεται μια νέα δημιουργία.
Dbnary: Wiktionary as Linguistic Linked Open Data

υπονοούμενο

naamwoordonsydig
Belki Christan da ne ima ettiğimi anlar diye umuyorum
Κι ελπιζω ο Κρίστιαν να πιάσει το υπονοούμενο
en.wiktionary.org

νύξη

vroulike
Kinayeli olarak söylüyorsun... Üstü kapalı ima ediyorsun, ve ahlaksız şeyleri anlatmaya meraklısın.
'Εκανες νύξη... υπαινίχτηκες, έφτασες πολύ κοντά στο να γίνεις απρεπής.
Dbnary: Wiktionary as Linguistic Linked Open Data

υποκείμενη συνέπεια

Dbnary: Wiktionary as Linguistic Linked Open Data

υποκείμενο συμπέρασμα

Dbnary: Wiktionary as Linguistic Linked Open Data

Geskatte vertalings

Vertoon algoritmies gegenereerde vertalings

voorbeelde

Advanced filtering
Voorbeelde moet herlaai word.
• Yaşlı iman kardeşlerimize nasıl samimi bir ilgi gösterebiliriz?
Και τότε αρχίσαμε να καταλαβαίνουμε ότι κάτι μας έκρυβανjw2019 jw2019
Neye iman?
Είναι εξευτελιστικό για ένα κράτος να βρίσκεται στην κορυφή ενός τέτοιου αρνητικού καταλόγου.jw2019 jw2019
Bu tutumla ‘durmadan dua etmemiz’ gerçek imana sahip olduğumuzu gösterir (1. Selanikliler 5:17).
Ξέρεις τι νομίζω; Όλοι μας θέλουμε κάτιjw2019 jw2019
Yahudi ulusu büyük kahramanları ile iman da ilerledi.
Θέλουμε τρεις ώρες ακόμαOpenSubtitles2018.v3 OpenSubtitles2018.v3
Böylece, sadece sözde kalan bir iman ruhsuz bir beden gibi cansızdır; doğru bir saikle Hıristiyan işlerine katılarak, gerçek diri bir imana sahip olduğumuzu ispatlamış oluruz.—Yakub 2:14-26.
Το βλέπω αυτόjw2019 jw2019
İsa’nın takipçileri, Yehova’ya itaat ederek ve İsa Mesih’in dökülen kanının değerine imana dayanan doğruluğun peşinde koşarak bu ‘sebt günü rahatına’ girerler.
Ο σκοπός της επιτήρησης είναι να διασφαλίζεται ότι ο κατασκευαστής εκπληρώνει δεόντως τις υποχρεώσεις που απορρέουν από το εγκεκριμένο σύστημα διαχείρισης ποιότηταςjw2019 jw2019
Yehova’ya ve vaatlerine güçlü bir iman (Romalılar 10:10, 13, 14).
Πιο πολύ τον ενοχλούσε όταν έβρισκε κρανίο μικρής αρκούδαςjw2019 jw2019
Bana iman eden ölse de hayata gelir” (Yuhanna 11:25).
Ο Ροντόλφο του έκοψε τον λαιμό και σκότωσε τον Πέπιjw2019 jw2019
11:6) Yehova’yı çağırmak gizlide yapılacak bir şey değil, bu insanların önünde gerçekten Yehova’ya iman ettiğimize ve O’na güvendiğimize dair alenen yapılan bir ilandır.
Στέλνει κίτρινα λουλούδια όταν ο ουρανός είναι γκρίζοςjw2019 jw2019
(Luka 13:24) Fakat “didinen” ifadesi, (“emek veren,” Kingdom Interlinear) uzun süren, yorucu, çoğu kez sonucu verimli olmayan bir işi ima eder.
Λυπάμαι Μάικλ, αλλά ένιωθα διαφορετικά για εσένα και το καταλάβαινεςjw2019 jw2019
1 Hıristiyan olan iki erkek çocuğun iman ve inançlarıyla ilgili verdikleri mükemmel şahadet yüzünden, bu gençlerin ana-babası şöyle diyen bir mektup aldılar: “Ben bu sabah iki çocuğunuzla yaptığım uzun sohbetin hâlâ etkisindeyim. . . . .
Το βλέπω ATCjw2019 jw2019
Şimdi bana iman ettiğini biliyorum, çünkü oğlunu, biricik oğlunu benden esirgemedin’ der.
Τι χρειάζεσαιjw2019 jw2019
Bu gibi deliller, sadece iman için değil, ‘ümit[i] hakkında sebep soranın’ inanmasına yetecek kadar güçlü olmalıdır.—I. Petrus 3:15.
Ξέρω πότε πρέπει να βγω απ' την κλινική μου, μη με πιέζειςjw2019 jw2019
Ben hiçbir şekilde, Zoe'nin kendi muayenehanesini açacağı yönünde sizi tehdit etmedim ya da bunu ima etmedim.
Δεν τον είδες σήμερα το πρωίOpenSubtitles2018.v3 OpenSubtitles2018.v3
Petrus’un, günlerindeki iman kardeşlerini nasıl kuvvetlendirdiğini düşün.
Ίσως όταν γυρίσει από το Σεντ Λουσίjw2019 jw2019
On Growing Old adlı kitap şöyle der: “Bir insan yüksek değerlere ve özellikle de imanın özünde bulunan güce sahipse, daha dayanıklı olacağı şüphe götürmez bir gerçektir . . . .
Τώρα σ' εμπιστευόμαστεjw2019 jw2019
Pavlus Roma’da hapisteyken, kendisi için dua etmelerini iman kardeşlerinden alçakgönüllülükle rica etti.
Εκτός κι αν δεν το έκανεςjw2019 jw2019
(Resullerin İşleri 13:48) Böyle bir imana sahip olanlar vaftiz edildiler.
Είπαν, " Τράβα την κορδέλα ανάμεσα στα σκέλια σου "... κι εγώ δεν ήθελα να το κάνωjw2019 jw2019
Yehova’ya dua ederek böyle bir iman göstermek üzere yardım isteyin.
Δεν ξέρω για τι πράγμα μιλάς δικέ μουjw2019 jw2019
Onlar derin saygıları ve iffetli davranışları sayesinde, iman etmeyen kocalarını söz söylemeden kazanabilirler.
Kinzalkomb # mg/# mg δισκία telmisartan/υδροχλωροθειαζίδηjw2019 jw2019
Clayton'a dair elindekilerinin sadece bir başlangıç olduğunu ima etti.
Πρέπει να αξίζουν μια περιουσίαOpenSubtitles2018.v3 OpenSubtitles2018.v3
Diğerleri sahte hikmetle aldatılarak “iman hakkında saptılar.”—I. Timoteos 5:8; 6:20, 21.
Είμαι έτοιμος, φύγαμεjw2019 jw2019
İbrahim’in Tanrı’ya karşı gerçekten ne büyük imanı var!
Με δυνατότητα αύξησης του αριθμού των δεκαδικών εφόσον έχουν σημασία (# κατ’ ανώτατο όριοjw2019 jw2019
İsa’nın fidye kurbanlığına iman ederek, ‘elleri temiz ve yüreği pak’ şekilde Yehova’ya hizmet ederek, biz de ellerimizi suçsuzlukta yıkayıp Tanrı’nın mezbahını “tavaf” edebiliriz.—Mezmur 24:4.
Και μου το πληρώνεις με περιφρόνησηjw2019 jw2019
O sırada “Korintoslulardan sözü duyan birçok kişi de iman edip vaftiz ediliyordu” (Elçiler 18:5-8).
Νομίζω ότι ήταν απάτηγια να χρηματοδοτήσουν την έρευναjw2019 jw2019
201 sinne gevind in 3 ms. Hulle kom uit baie bronne en word nie nagegaan nie.