içinde oor Frans

içinde

pre / adposition

Sınırları arasında.

Vertalings in die woordeboek Turks - Frans

dans

pre / adposition

Sınırları arasında.

Contenu ou entouré par.

Yazıcının içinde bir kağıt parçası sıkıştı ve artık çalışmıyor.
Une feuille de papier s'est coincée dans l'imprimante et depuis elle ne fonctionne plus.

dedans

naamwoord manlike

Bir sürenin bitiminden önce.

Avant la fin d'une période de temps.

Biz bir pasta yaptık ve içine haşhaş tohumu koyduk.
Nous avons fait un gâteau et nous avons mis des graines de pavot dedans.

en

naamwoord vroulike

Bir kadın kızdığında, onu rahatlatmak için ihtiyacın olan tek şey dört küçük öpücüktür.
Quand une femme est en colère, quatre petits baisers suffisent pour la consoler.

parmi · intérieur · en dedans · sous · compris

Soortgelyke frases

iç boşluk
marge intérieure · remplissage

avucunun içine almak
sous la menace

Bu gençler için, hayat da çok güzel!
Pour ces jeunes, la vie est très belle aussi!

gözden geçirmek için
pour examen

iç duvar
cloison · paroi

voorbeelde

Mağaranın içinde iki ejder vardı.
Il y avait deux dragons dans la caverne.

Birisi pasaport için başvurmuş.
Quelqu'un fait une demande pour un passeport.

Uyumak için eve gideceğim
Et je rentre dormir chez moi

Asla kardeşim için birini öldürmem.
Je ne pourrais pas tuer pour ma soeur.

Kadını hamile bıraktığını öğrenince, kendi kariyerini kurtarmak için kadını öldürdü.
Il a mis une fille enceinte, puis il l'a tuée pour sauver sa carrière.

Babanın deliye donmesi icin yeterli sebep.
Et ça a très énervé le papa.

Al, neden dolabın içini temizlemiyorsun?
Tiens.Nettoie donc ça

Senin için bu kadar önemli mi?
C'est si important?

Bizi ararken de zaman kaybedecekler ve yarım devir de rapor vermek için geri dönerken.
Ils perdront du temps à le fouiller, puis il leur faudra encore un demi-cycle de marche pour rentrer faire leur rapport.

Bana Cece'ye olanları söylediğin için sağ ol.
Merci de m'avoir dit pour Cece.

Üç eyalet içindeki en iyi düğün grubunda bas çalıyor.
Elle est bassiste dans le meilleur groupe de mariage dans la région des trois États.

Adam parçalanmış elbiseler içindeydi.
L'homme était en haillons.

senin gibi hissetmek için senin yediğin kadar yemek yemeliyim.
Pour me mettre à ta place il faut que je mange autant que toi.

Arkadaşlarımla biraz içtim ve şükürler olsun ki, buraya gelip kalbimdekileri sana söyleme cesareti verdiler.
J'ai juste pris quelques verres avec mes amies, et j'en remercie Dieu, parce que ça m'a donné le courage de venir ici et de te dire ce que j'ai vraiment sur le coeur.

" Çayırda hayat, patlatmak için harcayacağın barut kadar bile değerli değildir. "
" La vie dans la prairie ne vaut pas la poudre qu'il faut pour faire sauter tout l'enfer ".

Kas yapmak için alınan ilaçların insanı güçsüz düşürdüğü konusunda doktorun biri beni uyarmıştı...
Un médecin m'a dit, à prendre n'importe quoi pour te muscler, tu finiras stérile.

Bilimin senin Tanrın olduğunu biliyorum Paul, ama bizim için dua etmeni söylesem çok mu fazla şey istemiş olurum?
Je sais que la science est ton dieu, Paul, mais serait-ce trop te demander que de prier pour nous ?

Yapılabilmesi için iki ebeveynin de kanlarını vermesi gerekiyor.
Ça nécessite le sang de tes deux parents.

Şu anda senin için işte o " benim ".
Et maintenant, je vous demanderai de m'écouter.

Birbirinizle atışmak için gerçekleri kullanın.
Utilisez la vérité pour vous attaquer mutuellement.

Ramon kocasını öldürmüş ve hasta bebeğini öldürdükten sonra cesedini gümrükten kokain kaçırmak için kullanmış ve ona tecavüz etmiş.
Ramon a tué son mari, assassiné son bébé qui était malade, puis caché la coke dans le corps du bébé, avant de la violer.

Fakat o zaman daha önce torpido gözünden tapancasını almak için garaja gitmiş olamazdı.
Mais ça l'aurait empêché d'aller jusqu'au garage pour récupérer son arme dans la botîe à gants.

Umarım sizlere içinde bulunduğumuz durumun hassasiyetini, ve bu yaşananların gelecek sene bütçeden alacağımız payı ne şekilde ekileyeceğini hatırlatmama gerek yoktur
J' espère qu' il est inutile de vous rappeler que nous sommes dans une situation délicate, et la répercussion qu' aura cette histoire sur notre lutte quand au budget de l' année prochaine

Komşularımızla tanışmak için ne yöntem ama.
C'est pas vraiment la meilleure façon de faire connaissance avec eux.

Ve hak ettiğimi bulacağım için.
Et recevoir ce que je méritais.