haklı çıkarmak oor Russies

haklı çıkarmak

Vertalings in die woordeboek Turks - Russies

оправдывать

[ опра́вдывать ]
werkwoord
Görünüşte vicdanı hiç olmayan bir adam adama göre, sonuçlar her zaman yöntemi haklı çıkarır.
Человек с видимым отсутствием совести для которого цель всегда оправдывает средства.
GlosbeTraversed6

Geskatte vertalings

Vertoon algoritmies gegenereerde vertalings

voorbeelde

wedstryd
woorde
Advanced filtering
Geri kalanlar sefaletlerini haklı çıkarmak için teori uydurup duruyor.
Остальные изобретают теории, чтобы оправдать свое несчастьеOpenSubtitles2018.v3 OpenSubtitles2018.v3
Bence insanlara vurmak için can atan deli ihtiyarın birisin ki yaptıklarını haklı çıkarmak için hikâyeler uydurabilesin.
Думаю, ты просто старый больной боец, жаждущий бить людей, а потом придумывать истории чтобы оправдывать своё поведение.OpenSubtitles2018.v3 OpenSubtitles2018.v3
O küçücük hayatını bununla haklı çıkarmak.
Это придает смысл вашей маленькой жизни.OpenSubtitles2018.v3 OpenSubtitles2018.v3
Silindirleri dinledi ve korkularını haklı çıkarmak için hoş olmayan erkek bir ikinci kişilik yarattı.
Она слушала эти записи и создала это отвратительное мужское альтер эго, чтобы оправдать свои страхи.OpenSubtitles2018.v3 OpenSubtitles2018.v3
O kendini haklı çıkarmak için böyle konuşuyor.
Она это говорит в качестве оправдания.Tatoeba-2020.08 Tatoeba-2020.08
İspanya Krallığının bu bildiriyi okutmasının amacı, kendi vicdanını rahatlatmak ve sömürge fetihlerini haklı çıkarmaktı.
«Требование» зачитывалось вслух, дабы оправдать захватническую политику испанской короны и позволить завоевателям действовать с «чистой совестью».jw2019 jw2019
Örneğin, Eyub’un “kendisini Allahtan ziyade haklı çıkarmakta” olduğunu görünce öfkesi alevlendi.
Например, у него разгорелся гнев на Иова «за то, что он оправдывал себя больше, нежели Бога».jw2019 jw2019
Tam ve mutlak bencilliğini haklı çıkarmak için dininin arkasına saklanıyorsun.
Вы прячетесь за религией, чтобы оправдать ваш полный и абсолютный эгоизм.OpenSubtitles2018.v3 OpenSubtitles2018.v3
Sanırım onu haklı çıkarmak istiyorum.
Я думаю, что хочу доказать, что она не ошиблась.OpenSubtitles2018.v3 OpenSubtitles2018.v3
16 Yehova’nın amacı büyük ve kutsal ismini kutsal kılmak ve evrensel egemenliğini haklı çıkarmaktır.
16 Намерение Иеговы состоит в том, чтобы освятить свое великое и святое имя и оправдать свое владычество.jw2019 jw2019
Dahası ilgilendiğimiz en önemli şey Yehova’nın kutsal ismini takdis etmek ve egemenliğini haklı çıkarmak olmalı.
Более того, нашим главным стремлением всегда должно быть освящение имени Иеговы и оправдание его владычества.jw2019 jw2019
Öğretiyi Haklı Çıkarmak
Оправдание доктриныjw2019 jw2019
Mahremiyeti ihlâl etmelerini haklı çıkarmak için hep böyle söylerler Skye.
Они всегда это говорят Чтобы оправдать вторжение в частную жизнь, Скай.OpenSubtitles2018.v3 OpenSubtitles2018.v3
Bu yüzden kendi departmanının üç aylık masraflarını haklı çıkarmak zorundasın.
Так что ты должен оправдать все расходы твоего отдела для ежеквартального отчета по бюджету.OpenSubtitles2018.v3 OpenSubtitles2018.v3
Bütün savaşları haklı çıkarmak için bu söylenmez mi?
Разве это не обоснование для любой войны?OpenSubtitles2018.v3 OpenSubtitles2018.v3
Bu önemli noktayı göz önünde bulundurduktan sonra Sebt gününü tutma zorunluluğunu haklı çıkarmak mümkün mü?
Рассмотрев этот веский пункт, возможно ли оправдывать принудительное соблюдение субботы?jw2019 jw2019
Güvenlik nedeniyle onu öldürmüş olsaydım, o zaman kendimi haklı çıkarmak için ClA'ya hesap vermek zorunda kalacaktım.
Если бы я убил его из соображений предосторожности, мне пришлось бы объясняться с ЦРУ.Literature Literature
Daniel'a yaptıklarını haklı çıkarmak için annem de aynı şeyi söylemişti.
Знаешь, это то же самое, что сказала моя мама, чтобы оправдаться за то, что она сделала с Дэниэлом.OpenSubtitles2018.v3 OpenSubtitles2018.v3
Seçimlerini haklı çıkarmak için hep duygularının arkasına saklanıyorsun.
Ты всегда оправдываешь свой выбор чувствами.OpenSubtitles2018.v3 OpenSubtitles2018.v3
Nakâmil bedenimizin hoşuna giden yanlış davranışları haklı çıkarmaktaki becerikliliği korkutucudur.
Его умение оправдывать неправильные действия, которые привлекают нашу падшую плоть, ужасает нас.jw2019 jw2019
Ya da kendini haklı çıkarmak için hikâye uyduruyordu.
Или же он травил байки, чтобы оправдаться.OpenSubtitles2018.v3 OpenSubtitles2018.v3
Tek yaptığınız lavuk dedemi haklı çıkarmak!
Вы лишь доказываете правоту Рика!OpenSubtitles2018.v3 OpenSubtitles2018.v3
Ve bunu haklı çıkarmak için elinde Tevrat'ın ve bir avuç Yahudi zırvasının olması da umurumda değil.
И мне не важно, что у вас есть какая-то иудейская шумиха, чтобы стоять на своем.OpenSubtitles2018.v3 OpenSubtitles2018.v3
Terör, baskılarını haklı çıkarmaktan öteye gitmez.
Терроризм только оправдает их репрессии.OpenSubtitles2018.v3 OpenSubtitles2018.v3
Kendini haklı çıkarmak için devamlı olarak kavgalarımızı kullanıyordu.
Она постоянно ссорилась со мной, чтобы оправдать саму себя.OpenSubtitles2018.v3 OpenSubtitles2018.v3
90 sinne gevind in 13 ms. Hulle kom uit baie bronne en word nie nagegaan nie.