Televizyon oor Armeens

Televizyon

Vertalings in die woordeboek Turks - Armeens

Հեռուստատեսային կենտրոն

wikidata

Geskatte vertalings

Vertoon algoritmies gegenereerde vertalings

televizyon

naamwoord

Vertalings in die woordeboek Turks - Armeens

հեռուստատեսություն

naamwoord
Gazetelerde, dergilerde, radyo ve televizyonda aleyhimizde bir kamuoyu yaratıldı.
Թերթերում, ամսագրերում, ռադիոյով եւ հեռուստատեսությամբ սկսեցին բացասական տեղեկություններ տարածել։
Dbnary: Wiktionary as Linguistic Linked Open Data

հեռուստացույց

naamwoord
Veya her gün televizyon izlediğiniz süreye sınırlar koymayı deneyin.
Կամ միգուցե ցանկանաք սահմանափակել օրական հեռուստացույց դիտելու ժամանակը։
Dbnary: Wiktionary as Linguistic Linked Open Data

հեռուստատեսային

Kitaplarda, dergilerde ve televizyon programlarında aile hayatıyla ilgili birçok öneri sunulur.
Ընտանեկան կյանքի մասին բազում խորհուրդներ կարելի է գտնել գրքերում, պարբերագրերում, հեռուստատեսային ծրագրերում։
omegawiki

Geskatte vertalings

Vertoon algoritmies gegenereerde vertalings

Soortgelyke frases

televizyon draması
հեռուստադրամա
televizyon programı
հեռուստահաղորդում
televizyon dizisi
հեռուստասերիալ
televizyon alıcısı
հեռուստատեսային · հեռուստացույց
televizyon kanalı
հեռուստաալիք
Televizyon yönetmeni
հեռուստառեժիսոր
Televizyon sineması
հեռուստաֆիլմ

voorbeelde

Advanced filtering
Voorbeelde moet herlaai word.
Fakat televizyon ekranında ya da İnternet’te karşımıza çıktıklarında onları dinleyecek miyiz?
1963-ի հունվարին Կալդաշ դա Ռաինյայում հասարակական անվտանգությունն ապահովող ոստիկանության պետը նույնիսկ կարգադրագիր արձակեց, որով արգելվում էր իրականացնել «Աստվածաշնչի ընթերցանության հետ կապված որեւէ գործունեություն»։jw2019 jw2019
İnsanlar sevse de sevmese de televizyon yaşamlarında önemli bir yer tutuyor.
Ինձ հատկապես օգնեց մի եղբայր։jw2019 jw2019
Bu çift ayrıca haftanın bazı akşamları televizyon izlememenin ailedeki herkesin bir şeyler okumasına fırsat verdiğini söylüyor.
Երբ երկրում բռնությամբ ուղեկցվող ցույցեր էին անցկացվում քաղաքական անկախություն ձեռք բերելու համար, մարդիկ գիտեին, որ Եհովայի վկաները այդ խռովություններին չեն մասնակցում։jw2019 jw2019
Bu program öylesine beğenildi ki, öğretmen yerel bir televizyon programına konuk olarak davet edildi.
Դեռեւս 1887-ին Հնդկաստանում ապրող որոշ մարդիկ կարդացել էին Ընկերության հրատարակությունները եւ շնորհակալական նամակներ էին գրել։jw2019 jw2019
1975’te Angela’yla bir televizyon röportajından önce
13 Գաղափարի մուտքը հուդայականություն, քրիստոնեություն եւ մահմեդականությունjw2019 jw2019
Çocuk ve gençlerin televizyon izleme alışkanlığını inceleyen araştırmacılar, aşırı televizyon izlemenin “erken yetişkinlik döneminde görülen antisosyal davranışlardaki artışla ilişkili” olduğu sonucuna vardı.
ԲԵՐՄՈՒԴԱjw2019 jw2019
Radyo ve televizyonun henüz olmadığı o yıllarda, kişinin görüşünü ifade etmesi için en çok kullanılan yöntemlerden biri broşür yazıp dağıtmaktı.
Հայտնի է, որ առաջին դարի քրիստոնյաները դաժանորեն հալածվել են Հռոմի կառավարիչների կողմից։jw2019 jw2019
EĞER biri yaşamınızın geri kalan kısmında hiç televizyon izlememeniz karşılığında size bir milyon dolar teklif etseydi ne yapardınız?
Հիսուսն իրավիճակին անտարբեր կամ անմասն չէր մնացել։jw2019 jw2019
Şu anda televizyon yayını 90’dan fazla dilde mevcut.
24 Կարճ ժամանակով նրանք բարձրանում են, այնուհետեւ գոյություն չունեն+։jw2019 jw2019
Bazı aileler tüm akşam televizyonu kapalı tutmayı tercih ediyor.
ԽԱՂԱՂ ՕՎԿԻԱՆՈՍjw2019 jw2019
Televizyonda ve filmlerde bu her zaman çok romantik ve heyecan verici bir şeymiş gibi gösteriliyor.
Եհովայի վկաների փաստաբանը միջնորդություն ներկայացրեց, որ գործը նորից քննվի Գերագույն դատարանում։jw2019 jw2019
" Çünkü Britney Spears'a gerçekten ulusal televizyonda karıştırılmış bir iskambil destesindeki kağıtları ezberlemeyi öğretmek istiyorum.
Նույնիսկ օրինական ճանաչում ստանալուց առաջ Վկաների ակտիվ խմբեր կային Խորհրդային Միության ողջ տարածքում՝ Լվովից մինչեւ Վլադիվոստոկ։QED QED
Harold’ın televizyonda, Şahitlerin yeni bir İbadet Salonunu çok kısa sürede inşa etmek üzere birlikte çalıştıklarını gösteren haberi izlediğini Bill bilmiyordu.
Ի՞նչ կարող էր անել եղբայրը։jw2019 jw2019
Veya her gün televizyon izlediğiniz süreye sınırlar koymayı deneyin.
Այդ դասընթացին հրավիրվում են երեցներն ու ծառայող օգնականները, որոնք փաստել են, որ իսկապես նախ Թագավորությունն են փնտրում։jw2019 jw2019
Bu şiiri, çok güzel bir sanatçıyı duyduktan sonra yazdım iyi tanınan bir kişiye televizyonda söyleyin, "Şu sıralar internete gereğinden çok giriyorum.
Իհարկե, շատ դարեր առաջ Ստեղծիչն արդեն նյութական Տիեզերքը ղեկավարելու համար օրենքներ էր դրել, որոնք առ այսօր գործում են։ted2019 ted2019
Asya’da yayımlanan bir haber dergisi şunları bildiriyor: “Filmleri veya televizyon programlarını seyredenler gördüklerini arzulamayı ve nelere sahip olabileceklerini hayal etmeyi öğreniyorlar.”
Իսկ ահա թե վերջերս ինչ նշեց պրոֆեսոր Հանս Դիտեղ Բետցը. «Լեռան քարոզի ազդեցությունը դուրս է գալիս հուդայականության, քրիստոնեության եւ նույնիսկ Արեւմտյան մշակույթի շրջանակներից»։jw2019 jw2019
Ailece zaman geçirirken televizyonun, cep telefonlarının ya da diğer cihazların sizi birbirinizden koparmasına izin vermeyin.
Սակայն նրանք հետեւում են նաեւ Աստվածաշնչում վերակացուների համար տրված պատվերին, որ հարկավոր է «սովորությունների մեջ չափավոր» լինել։jw2019 jw2019
Televizyon ve radyonun da eğitim alanında yüksek bir kullanım potansiyeli vardır.
Նախորդ գլխում նշվեց այն մասին, որ Ստեղծիչն արարել էր բանական, անտեսանելի էակներ՝ ոգեղեն արարածներ։jw2019 jw2019
Kasım 1998’de Fransız ulusal televizyon kanalında Yehova’nın Şahitlerinin Louviers’deki (Fransa) büro binalarının görüntülerinin yer aldığı bir belgesel yayımlandı.
Հենց այդ նպատակով Պիտսբուրգի Աստվածաշունչ ուսումնասիրողները կանոնավորաբար հանդիպումներ էին անցկացնում։ Իսկ ինչպե՞ս կարելի էր օգնել այլ վայրերում ապրող ընթերցողներին։jw2019 jw2019
Geçenlerde yapılan küresel bir araştırma insanların günde ortalama üç saatten fazla televizyon izlediğini gösterdi.
Այդ հարցում մեծ դեր ունեցան «Գաղաադ» դպրոցն ավարտած միսիոներները։jw2019 jw2019
Bu gibi şeyler hakkında konuşarak, onları okuyarak, televizyonda izleyerek ya da başka bir yerde resimlerine bakarak neden böyle şeylere merak geliştirelim?
ԳՎԱԴԵԼՈՒՊԱjw2019 jw2019
Şöyle devam ediyor: “Sonra radyodaki dinsel programları dinlemeye ve televizyonda vaaz verenleri seyretmeye başladım.
Դա չէր նշանակում, որ նրանք պետք է կառուցեին եկեղեցիներ, հնչեցնեին եկեղեցու զանգերը եւ սպասեին, որ ժողովուրդը հավաքվի ու լսի նրանց քարոզը շաբաթը մեկ անգամ։jw2019 jw2019
11 Cinsel ahlaksızlıktan kaçınmak için kendimize şöyle sormalıyız: ‘Kitaplarda, televizyonda veya internette kolayca ulaşılabilen ahlaksız şeylere karşı gözlerimin bende istek uyandırmasına izin veriyor muyum?’
Հաճախ միսիոներները պետք է հարմարվեին տեղի բարքերին։jw2019 jw2019
Avurtları çökmüş aç çocuklar ve yerlerinden yurtlarından edilmiş kaçmakta olan mülteciler televizyon ekranında sık sık karşımıza çıkıyor.
Գոյություն ունեն շատ ուրիշ ազդակներ էլ, որոնք ցույց են տալիս, որ Սուրբ գրքի հեղինակն Աստված է։jw2019 jw2019
“2000 Yılı: Apokalips korkusu” konulu televizyon programında söyleşiye katılan Fransız tarihçi Jean Delumeau şunu belirtti: “Yehova’nın Şahitleri binyılcı düşünce çizgisini tam olarak izliyorlar, çünkü yakında . . . . felaketler yoluyla da olsa, binyıllık bir mutluluk dönemine gireceğimizi söylüyorlar.”
Նման դիրքորոշումը, ինչ խոսք, չի կարող ունենալ աշխարհի հավանությունը, հատկապես այն երկրներում, որտեղ կառավարիչները պահանջում են, որ բոլորը մասնակցեն որոշակի գործունեության՝ ի նշան քաղաքական համակարգի աջակցության։jw2019 jw2019
201 sinne gevind in 5 ms. Hulle kom uit baie bronne en word nie nagegaan nie.